Gelecekle alakalı tahayyüllerimiz toplumumuzda ve diğer kültürlerde kötümser beklentilerle harmanlanır. Ekonomik krizlerden uzaylıların gezegenimizi istilasına, nükleer savaşlardan, göktaşlarının dünyamıza çarparak yaşamın sonunu getirmesine, şiddetin normalleşmesinden doğal afetlere kadar gelecek hakkında kötümser olmak için birçok nedenimiz var.
Aslında gelecekle alakalı beklentilerin insan eylemlerinde kendi ütopyalarını gerçekleştiren bir etkiye sahip olduğunu uzun zamandır biliyoruz. Beklentiler psikolojiyi, psikoloji davranışları, davranışlar sonuçları etkileyerek beklentilerin bir süre sonra gerçekliği üretmesi söz konusu. Böylece kıyametin kopacağını düşünen bir kişi elindeki çöpü uygunsuz bir yere atmayı meşru görmeye başlıyor ve insanlığın gelecek hakkındaki ortalama tahayyülü bir süre sonra tasavvura ve bu tasavvur yeterince pekiştiğinde eyleme dönüşüyor.
Halbuki iyimser bir gelecek çok daha mümkün. Amerikalı popüler bilim editörlerinden biri olan John Brockman aralarında Richard Dawkins, Geoffrey Miller, Ray Kurzweil, Nobel ödüllü yazar George Smoot’un bulunduğu alanlarında önde gelen 150’yi aşkın bilim insanına “Hangi konuda iyimsersiniz? Neden?” sorusunu yönelttiği İyimser Gelecek isminde bir kitabı bulunuyor. Soruya verilen cevaplar, sicim teorisinden eğitime, nüfus artışından tıp bilimine, küresel ısınmadan dünyanın sonuna kadar çok geniş bir yelpazede iyimser bir gelecek beklentisinin mümkün olduğunu destekler mahiyette. Bunlar arasında Kuzey Kutbu’ndaki buz örtüsünü yeniden soğutmaya, enerji sorunlarımızı çözmeye, küresel ekonomiyi demokratikleştirmeye, yönetimde şeffaflığı geliştirmeye, dinsel çatışmaları ortadan kaldırmaya, hatta kişisel zekamızı genişletmeye ve dostluk olgusunu iyileştirmeye dair bir sürü fikir var. Bu fikirler dünyayı daha iyi bir yer haline getirmemiz için önemli bir motivasyon sağlıyor.