İnternet , teknoloji o kadar hızlı ilerledi ki her şey web sitelerinde. Mesela ürünlerle beraber gelen kullanma klavuzunun değerini şimdiler de daha da iyi anlıyorum. Telefonlara ve bilgisayarlara çok sık güncelleme geldiği için bir ay önce yaptığım online işlemi tekrar yapmakta güçlük çekiyorum. Bazı zamanlar oluyor ki neden yaşadığımı, ne için yaşadığımı hatta daha fazla yaşamamın bir anlamı olup olmadığını sorguluyorum. Bazı amanlarda da bir huzur evine gitmeyi düşünüyorum. En azından yalnız olmam, birkaç tane de olsa arkadaşım olur diyorum. Sonra ‘uyum sorunu yaşar mıyım, bana gerçekten iyi davranırlar mı, beni dışlarla mı?’ korkusu yaşayacağımı düşünüp azgeçiyorum. Yalnız olsam da en iyisi kendi evimde olmam. Sık yaptığım etkinlik ise balkonumda otururken yürüyen insanları, oyun oynayan çocukları, sokağa yeni taşınanların telaşını izlemek. Sabahları baya hareketli oluyor sokak. İş yerlerinin servisleri, okul servisleri, şahsı araçlarıyla işe gitmeye çalışanlar, amfideki derse koşan üniversite öğrencileri…
Aynı senaryo , akşamüzeri de tekrar ediyor. En sık konuştuğum kişi karşı komşum Zeynep Hanım. Sağolsun gün aşırı zile basar halimi hatırımı sorar. 65 yaşına gelip emekli olacağı günleri iple çekiyor. Zeynep Hanım’ın yerinde olmayı çok isterdim. 40’lı yaşlarımda, daha atik ,daha sağlıklı, daha dinç, daha özgür olmayı. Hayat ne tuhaf değil mi? Gençler, emekli olup evlerinde oturmayı hayali kurarken; benim gibi yaşlılar ise yirmi dört saatlik bir güne yetişmediği günlere dönmenin hayalini kuruyor. Üniversite yıllarımda oturduğum apartmanda iki tane yaş alan teyze vardı. Apartmana her girişimde ya da çıkışımda sanki benimle konuşmak için özellikle cama yada balkona çıkarlardı. Oysa ben vaktimin az olduğuna inanmam sebebiyle onlarla hasbihal etmeyi belli bir süre sonunda vakit kaybı olarak görmeye başlamıştım. Ara ara aklıma geliyor o günler. İç sesim nasılsınız? Diye sormak beş dakikalık minik bir sohbet etmek oysa ne kadar kıymetliymiş. Bu sabah uzun bir aradan sonra kalem kağıt aldım elime. Biz yaş alanlar ölsek nasıl olurdu, belli bir yaştan sonra acaba ölmeli miyiz? diye düşündüm. Sonra bunu bir şiir olarak yazmaya karar verdim.
Bir anda kalemimden şu mısralar döküldü:
Gerçekten çok güzel bir yazı olmuş, emeğinize sağlık. Biz gençlerin yaş alan büyüklerimizle daha fazla ilgilenmesi ve onlara empatik bir bakış açısıyla yaklaşmamız gerektiğini çok iyi ele almışsınız.