- Geleceğin Bilimi
- 18 Ocak 2020
- Gelecek Buluşmaları
Türkiye’nin hedefleri doğrultusunda katma değer sağlayacak girişimci ekosistemi için en iyi ortamların oluşturulması ivedilikle ve dikkatle yapılması gereken işlerimiz arasında yer alıyor. Girişimci ekosistemlerinin oluşturulması ve girişimci bireylerin eğitimleriinin yanısıra ulusal ve uluslararası risk sermayelerinin Türkiye’ye çekilebilmesi de elzem konular arasında yer alıyor. Dünya çapındaki farklı sermayelere hitap edebilecek bir konumda olan ülkemiz için çalışan, faizsiz fonlar oluşturup girişimcileri destekleyen bir konuğumuz vardı bu hafta Gelecek Buluşmaları-Ankara’da.
Türkiye’nin ilk faizsiz melek yatırım ağı kuruluş ve akreditasyon çalışmalarını ve yeni fonların kuruluş süreçlerini Şubat 2019’dan itibaren MAIN (MaQasid Angel Investors Network) adına yöneten ve kurumun kurucu ortağı ve CEO’su olan Yavuz Selim Sılay bu hafta kendi tecrübelerini küçük bir atölye ortamında interaktif bir şekilde bizlerle paylaştı. ‘Bir girişimcinin en önemli özelliği doğru problemler için doğru soruları sorabilmesidir.’ diyen Sılay, bu sözünü uygulamalı olarak katılımcılarla beraber gündelik hayatlarında gördükleri ve çözülmesi gerektiklerine inandıkları problemleri sorarak bizler için bir beyin fırtınası ortamı sağladı.
Davetimizi kabul ettiği için kendilerine teşekkürü borç biliriz.
Evrenin kökeni neydi? İlk madde hangisiydi? Filozofların antik dönemlerden itibaren düşündükleri bu sorular astronomi biliminin doğuşuna ilham verecekti. Evrenin ilk oluşumunda ortaya çıkan hafif elementler insanın ham maddesi olan karbonu ihtiva etmiyordu. O halde bizler nasıl oluştuk? Hafif elementler yıldızları, yıldızlar ise enerjileri ile karbonu ortaya çıkardı. İnsanların yıldız tozundan oluştuğu gerçeği bugün artık bir sır değil. Yıllarca süren çalışmalar merakla başladı.
Bu süreçte dünyadan uzaya baktık, anlamlandırmaya çalıştık. Astronomi biliminin de gelişimiyle artık sadece uzaya değil, kendimize de farklı açılardan bakabiliyoruz. Bugün 43. Gelecek Buluşmaları/İstanbul Asya’da Uzaydan Dünyaya Farklı Bir Bakış konusunu Doç. Dr. Hasan Hüseyin Esenoğlu ile konuştuk.
Türkiye fıtratında merhamet olan insanların ülkesi. Merhametin muhatabı kişiden kişiye değişse de herkesin bir zaaf noktasını bulmak mümkün. Bunun yanında mazlum coğrafyalara komşuluk ettiğimiz gerçeği de eklendiğinde iyilik hareketlerinin önemi daha da artıyor. İnsani yardım çalışmalarının ana damarını oluşturan bu iyilik hareketleri kimi zaman nefret söylemleri ve siyasi kargaşalar tarafından köşeye sıkıştırılmak isteniyor. Suriyeli algısının insandan insana değiştiği ülkemiz merhamet bayrağını dalgalandırmak için birçok zorluğa göğüs geriyor.
Ülkemizde insani yardım denildiğinde ilk akla gelen kurum olan Türk Kızılayı Genel Müdür Danışmanı Yasir Feten ile İyiliğin Gelceği üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. İyilik yolculuğunda şahit olduğu manzaraları, insan hikayelerini ve deneyimlerini bizlerle paylaştı Feten. iyilik hareketinde karşılarında duran en büyük engelin yanlış düşünceler ve ön yargılar olduğundan bahsetti. Konuşmasından çıkardığımız ve bizce üzerimize düşen en büyük görev insani yardıma en yakınımızdan başlamamız ve ortalıkta dolaşan yanlış tevatürlerin sesini devletin verileri ve bilimsel gerçekler aracılığıyla kesmek olacak.
Davetimizi kırmayıp bizlere güzel bir sohbet gerçekleştirme fırsatı sunan Yasir Feten’e teşekkürlerimizi sunuyoruz.
“Allah güzeldir, güzelliği sever.” (Müslim, Sahih, İman 1/93)
İslam estetiği nedir, temelleri nelere dayanır, kendi sanat ve estetik anlayışımızı nasıl gün yüzüne çıkartabiliriz?
Her milletin ve her bireyin bir hikayesi olmalı. Kendisinin baş kahramanı olduğu hikayeler biriktirmeli ki kendi öz bakış açısına sahip olabilsin. Genç yaşta ölen birinin mezar taşına açmamış gonca gül işleyen, evde hasta biri bulunduğu bildirmek için pencereye sarı gül koyan, hambalların sırtındaki yükü koyup dinlenmesi için hamal taşı yaptıran estetik düşünce sahibi bir medeniyetten geldiğimizi unutmamız gerekiyor.
Kalbi selim üzerine düşünen, üzerine kültür üreten, bakış açısı geliştiren insanların sayısı arttırmamız gerekiyor. Gönüller medeniyetinin torunları olan bizler bu halkayı devam ettirmek için her işi sevgi ile yapmalı, her zerreye olan incelik ve hassasiyetimizi kaybetmeden devam ettirmeliyiz.
Kültür, sanat ve edebiyatta liderlik yapmış Endülüsü ve Osmanlı medeniyetini iyi okumak gerek. Nasıl 300-400 yıllık bir birikim sonucunda her alanda başarılı olan bu medeniyetler önderlik yaptıysa, geçmişimize yabancılaştırıldığımız ve yeni yeni hatırlamaya başladığımız bu zamanda kendi kültürel birikimimizin üstüne koyarak devam etmemiz ve kendi bakış açımızı geliştirmemiz gerekiyor.
Bu başlıklar ekseninde Konya 43. Gelecek Buluşmalarında, Konya Panorama Müzesi müdür Eshabil YILDIZ ile “Estetik Düşünce ve Geleceği” üzerine konuştuk.
No Comments
Sorry, the comment form is closed at this time.